T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
KOCAELİ / DERİNCE - Turgut Reis İlkokulu

Haberler

Nis

Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 104. yıldönümünü. Türk Milleti’nin egemenliğinin başlangıcı. Böyle önemli bir günü Mustafa Kemal Atatürk biz çocuklara bayram olarak armağan etmiştir. Dünya çocuklarıyla paylaştığımız bu büyük bayram hepimize kutlu olsun.

Her yıl 23 Nisan günü tüm dünyanın özendiği bir bayramı kutluyoruz. Sevinmek, eğlenmek, gururlanmak bizim hakkımız. Bugünleri bizlere armağan eden başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, şehit ve gazilerimize gönülden teşekkürü borç biliriz.

Bugünün çocukları, yarının sahipleri sevgili arkadaşlar,

Teşekkür etmekle yetinemeyiz. Kendimizi ahlak, uygarlık ve bilim yolunda yürümeye adayacağız. Bugünün güçlü çocukları olan bizler yarının dünyasını inşa etmekteyiz. Mutlu, huzurlu bir gelecek biz her alanda kendimizi yetiştirdiğimiz zaman mümkün olacaktır.

Ey güzel ülkemin güzel çocukları!

Gülelim, oynayalım, sevinelim, eğlenelim. Bütün bunları yaparken bu mutlu günlere hangi şartlarda ulaştık, bu cennet vatan uğruna ne fedakârlıklar yapıldı, nelerden vazgeçildi, bunları unutmayalım. Cennet vatanımıza sahip çıkalım.

“Sahipsiz vatanın batması haktır, Sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır.” diyen İstiklal Şairimiz Mehmet Akif’e kulak verelim. “Benden başkaları da var, onlar yapsın!” demeyeceğimize, “Ben yoksam kimse yoktur!” diyerek çalışacağımıza, vatanımızın daha güzel daha huzurlu olması için elimizden gelenin fazlasını yapacağımıza ant içeriz.

Bugün bizim, gelecek bizim. Bu vatan hepimizin. Daha güzel bir dünyada sevgi, dostluk, barış içinde yaşayabilmek ümidiyle bayramımızı kutlar, saygılar sunarız.

 

Mrt

ORMAN HAFTASI

(21 – 26 Mart)

 

Sevgili Arkadaşlar!

Büyüklerimiz, yaşadığımız yerlerin eskiden hep orman olduğunu söylerler. Pekâlâ, ne oldu o ormanlara?

 

Nüfusun hızla artması, beslenmek için yeni kaynaklar bulmak, tarla açmak, evler, oteller yapmak, sanayileşmek gibi nedenlerle o ormanları yok ettik. Kestiklerimizin yerine yenilerini dikmeyi hiç düşünmedik.

 

Bunun sonuncunda doğal dengeler bozuldu, yaşamı ormana bağlı olan birçok bitki ve hayvan türü yok oldu. Ormanların hızla tükenmesi bir dünya sorunu haline geldi.

 

Daha fazla zarar vermemek, ormanların önemini anlatmak, ağaç dikme kampanyaları başlatmak, doğal dengeyi korumak amacıyla Birleşmiş Milletler 1971 yılında 21 Mart’ın Dünya Ormancılık Günü olarak kutlanmasını kararlaştırdı. Yurdumuzda da 1971 yılından itibaren 21 Mart günü başlayan hafta Orman Haftası olarak belirlendi.

 

Sevgili Arkadaşlar!

Yararları sayılamayacak kadar çok olan ormanlarımızı her türlü tehlikelerden koruyalım. Mecbur kalırda bir ağaç kesersek, yerine en az on ağaç dikmeye çalışalım. Ormanları yakanları, kesenleri hiçbir zaman affetmeyelim. Bir ağacın günde yüz kişiye yetecek kadar oksijen ürettiğini unutmayalım. Kısaca, ormanlar yurdun akciğerleridir. Kanser etmeyelim!

Mrt

Özel Eğitim Ana Sınıfı Öğrencilerimiz 21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü kapsamında İlçemiz Necip Fazıl Anadolu Lisesini ziyaret ederek bir takım etkinlikler düzenlediler. Misafirperverliğinden dolayı Necip Fazıl Anadolu Lisesi idare, öğretmen ve öğrencilerine teşekkür ederiz.

 

Down sendromlu bireylerin 21. krozomları 3 adettir. Bu sebeple Birleşmiş Milletler 21 Mart tarihini (21.03) Dünya Down Sendromu Günü olarak kabul etmektedir.

Hayata kattığınız +1 değerin farkındayız...

Mrt

"Yakın çevresindeki yönetim birimlerinin yöneticilerini tanır"

Kazanımını kavramak için okulumuzunda içinde bulunduğu Deniz Mahallesi Muhtarı Seçkin ALTAN ziyaret edildi. Nazik Misafirperverliği için kendisine teşekkür ederiz.

Mrt

Özel Eğitim Anasınıfı öğrencilerimizin Çanakkale Zaferi Kutlamaları...

Mrt

12 MART GÜNÜN ANLAM VE ÖNEMİ

 

Değerli öğretmenlerim, sevgili arkadaşlar!

Yine bir “12 Mart İstiklâl Marşı’nın Kabul Ediliş Günü” nde bir araya gelmiş bulunuyoruz. 

Osmanlı’nın dağılma sürecine girmesiyle başlayan sıkıntılar, dünya devletlerinin milletimizi esir etmesi ve ülkemizi istila etmeleriyle devam etti. Bunun sonunda da milletimiz; canını, dinini, namusunu, geleceğini, kısaca her şeyini kurtarmak için “Kurtuluş Savaşı” nı başlattı. Sefaletler ve imkânsızlıklarla devam eden Kurtuluş Savaşı yüz binlerce şehit verilmesiyle kazanıldı. Ve ülkemiz düşman işgalinden kurtulup bağımsızlığını kazanmış oldu.

Meclis kurulduktan sonra da her bağımsız milletin olduğu gibi bizim de birlik beraberliğimizi sağlayacak, ordumuza güç verecek ve vatanımızı kurtarmak için çektiğimiz acıları ve gösterdiğimiz kahramanlıkları hatırlatacak bir marşımız olması fikri ortaya çıktı. Bunun için büyük para ödülü olan bir yarışma düzenlendi. Yarışma sonucunda o günleri bizzat yaşayan ve yaşananları en güzel şekilde anlatan Mehmet Akif Ersoy’un şiiri birinci olmuştu. Mehmet Akif bu marşı milletimize armağan ederek para ödülünü de kabul etmemiştir. İşte Mehmet Akif’in bu şiiri 12 Mart 1921 tarihinde de resmen İstiklâl Marşı olarak kabul edilmiştir. 

O günden beri içimizdeki vatan sevgisinin sönmemesi için İstiklâl Marşı’mızı okur, o günleri unutmamaya çalışırız. Bizler de atalarımızın bin bir zorlukla kazandığı istiklâlimize sahip çıkmalı ve onları her zaman şükranla anmalıyız.

Sözlerimi Mehmet Akif’in şu cümlesiyle bitirmek istiyorum:

Allah bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın!

Mrt

Turgut reis ilkokulu anasınıfı B şubesi olarak, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı Derince İtfaiye Grup Amirliğine , gezi düzenleyerek acil durumlarda neler yapılması gerektiğini, yangın dışında hangi durumlarda  itfaiye istasyonunun arandığını, uygulamalı olarak çocuklarımıza öğrettik.

Ock

Pinpon aktarımı etkinliğinde el göz koordinasyonunu sağlayarak, günlük yaşam becerisi olan beslenmeyi oyuna dönüştürmesi amaçlanmıştır. 

Ock

2/A SINIFI ÖĞRENCİLERİ OKULUMUZ ÖZEL EĞİTİM ANASINIFI ÖĞRENCİLERİNE GÖLGE OYUNUNU TANITMAK VE ONLARI EĞLENDİRMEK AMACIYLA HACIVAT KARAGÖZ OYUNUNU OYNADILAR.

Ara

TUTUM YATIRIM VE YERLİ MALLARI HAFTASI

       Tutum yatırım ve yerli malları haftası ülkemizde uzun yıllardır kutlanan, yerli malını almayı ve tutumlu olmayı teşvik eden önemli bir etkinliktir. Bu etkinlikler sayesinde yerli üretimin önemi anlatılır. İnsanların tutumlu olması amaçlanır.

       Türkiye Cumhuriyetin kurucusu önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, Lozan Anlaşmasında kesinlikle taviz verilmeyecek konu olarak, başka devletlere tanınan ekonomik ayrıcalıkların kaldırılmasını şart koşmuştur. Bu ekonomik ayrıcalıklar Osmanlı Devleti ekonomisini ve yerli üretimi bitirmiş, başka ülkelere bağımlı hale getirmiştir. Önderimiz Atatürk yeni kurduğu Türkiye Cumhuriyetinin kendi ekonomisiyle kendi üretimiyle kalkınması gerektiğini belirtmiş bu amaçla ülkemizde fabrikalar kurulmasını teşvik etmiş. Kendi ürünlerimizin yabancı ürünler karşısında rekabet etmesini sağlamıştır.

        Bu etkinliklerle aynı zamanda tutumlu olmak da amaçlanmaktadır. Kaynaklarımızı tutumlu kullanmalı tasarruf yapmayı alışkanlık haline getirmeliyiz.

Ara

Okulumuz anasınıfı öğretmenlerinden Melek ARSLAN, öğrencileri ile başlattığı bir e-twinning projesi olan ‘OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE FİNANSAL OKURYAZARLIK EĞİTİMİ (FINANCAL LITERACY EDUCATION IN PRESCHOOL) ile çocuklara kişisel finansı öğretmeye çalışıyor. Türkiye, Litvanya, Yunanistan ve Romanya’dan oluşan ortaklar ile birlikte gerçekleşen projede çocuklar okul öncesi dönemde ekonominin yapı taşlarını öğrenmekte, istekleri ve ihtiyaçlarının önceliklerini belirleyerek ona göre harcama yapmayı öğrenmektedirler.Harca-Biriktir-Paylaş düşüncesiyle hareket ederek çocukların ve ailelerin de zevkle katıldığı bu proje yapılan çeşitli etkinliklerle devam etmektedir.

 

Ara

Birleşmiş Milletler tarafından engellilerin toplumsal yaşama tam ve diğer bireylerle eşit katılım sağlanmalarına ilişkin çalışmalar yürütülmüştür. Bu kapsamda engellilerin sorunlarına dikkat çekmek ve onları daha iyi anlayabilmek için 3 Aralık, 'Uluslararası Engelliler Günü' olarak ilan edilmiştir.

 Dünya Engelliler Günü kutlanacak veya bayram yapılacak bir gün değil, karşılaşılan sorunların gündeme getirileceği ve bunların çözümü için yapılabileceklerin ele alınacağı bir tarihtir.

Unutmayalım ki engellilik birey ve ailesi için zorlu yaşam koşullarını beraberinde getirmekte ve onların yaşadığı sorunlarla baş etmeleri sürecinde bizlere görevler düşmektedir. Bu nedenle her alanda onların yaşamlarını kolaylaştırmak, yılın her günü onları anlamak için birlikte çalışmalıyız.

Hoşgörü, sevgi ve saygıyla hep birlikte yaşamı kucaklamalıyız.

3 Aralık Dünya Engelliler Günü, kendi yapabileceklerimizin ve gücümüzün farkında olduğumuz bir geleceğe umutla bakabildiğimiz bir gün olsun…

Kas

         Yine bir 10 Kasım, yine bir anma günü, bu güne anlam kazandıran önder, komutan, başkan, eşsiz lider Mustafa Kemal ATATÜRK

 

        Unutmadık, unutmayacağız, saygı ve minnetle anıyoruz. Anacağız.

 

        Türk ulusunun en büyük kaybının üzerinden 85 yıl geçti.

 

        Vatan elden gidiyordu. İşgal vardı, eziyet vardı, çile vardı, her doğan gün karanlıktı.          

 

        Bir mum yakan olsa ardından yürüyecekti insanlar, böyle bir günde güneş oldu     Atatürk.

 

        Milletin önüne çağdaş uygarlığa giden aydınlık yollar açtı .

 

         O ülkesini, insanını çok seviyor ve değer veriyordu. İnsanlar da onu çok seviyordu. Çünkü insanlar, vatan sevgisini onda gördü. O cephelerin komutanıydı, o cumhuriyetin başkanıydı, o milletine insanca yaşamı sunan eşsiz bir liderdi.

 

        “Bizim çocuklarımız geleceğin mimarlarıdırlar dedi.” Dünyanın tek çocuk bayramını hediye etti onlara.

 

        “Çiftçiler Milletimizin Efendisidir“ dedi.” Teknolojiyle tanıştırdı onları.

 

        Gençlere;

        Ey Türk Gençliği!

 

        Birinci vazifen, Türk İstiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir dedi. Gençliğe Cumhuriyeti emanet etti.

 

        “Yeni Nesil Sizlerin Eseri olacaktır” dedi. Geleceği emanet etti öğretmenlere.

 

        İlkelerini belirledi, yol haritasını çizdi ve uygulamaya başladı. Meşaleyi yaktı ve meşaleyi taşıma görevini bizlere bıraktı.

 

        Bugün hür bir şekilde yaşıyorsak bu topraklarda;  Atatürk’ü anmamak olur mu? 

 

        Ulu Önderim, Atatürk’üm, iyi ki bizimleydin, iyi ki bizimlesin ve bizimle var olacaksın. 


              SENİ ÖZLÜYORUZ VE HER ZAMAN İZİNDEN GİDECEĞİZ. 

Kas

Ekm

 

         İlk olarak sizlerden başlarınızı çevirmenizi ve gönderde süzülen şanlı bayrağımıza bakmanızı rica ediyorum. Ay-yıldızlı bayrağımıza, onun en yukarılarda dalgalanışına bir bakmanızı….

Ben, ne zaman ve nerede bayrağımızı görsem orada içimi bir huzur ve coşku kaplar. Eminim sizler de benim gibi al kanlara boyalı bayrağımızı her gördüğünüzde yüreğinizde bir ferahlama, bir gurur hissediyorsunuzdur. Çünkü bayrak bir milletin namusu, özgürlüğünün nişanesi, bağımsızlığının sembolüdür.

          Biz bugün; hastalıkta, sağlıkta, afetlerde, yangınlarda, hangi şartta olursak olalım, bu bayrağın altında dimdik durabiliyorsak bu, atalarımızın bizler ve bizlerin geleceği olan nesiller için verdiği soylu mücadelenin neticesidir. İşte bu sebeple konuşmama Kurtuluş Mücadele’sinin kıvılcımını yakan Başkumandan Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, bağımsız devletimizin kuruluşuna hizmet eden tüm vatan evlatlarının aziz hatıraları önünde saygıyla eğilerek başlamak istiyorum. Ruhları şâd olsun!

         Kurtuluş Mücadelesi, “Kayıtsız ve şartsız, bağımsız bir Türk devleti kurmak” gibi kutlu bir ülkü ile başlayan, “Ya İstiklâl ya ölüm!” andıyla nihai hedefe ulaşılan bir mücadeledir.

         Sevgili Çocuklar,

         Kurtuluş Savaşı, bu dünyanın görüp görebileceği en şanlı ve aynı zamanda en zorlu savaşlardan biriydi. Düşman çoktu; dört koldan saldırıyordu, her türlü silaha ve sayıca üstün bir orduya sahipti. Ancak… bilmedikleri ya da farkında olmadıkları bir şey vardı: Bu millet hür doğmuştu, hür yaşardı ve bayrağının yere inmesine son kişi de toprağa düşene kadar izin vermezdi. Kurtuluş Savaşı, var olmakla yok olmak arasındaki ince çizgide verilmiş ve yokluklar içinde kazanılmış bir var olma savaşıdır. Tam dört yıl sürmüştür. Savaş meydanlarında, düşman tarafından kuşatılmış köylerde, şehirlerde dört koca yıl; kadınıyla erkeğiyle, çocuğuyla verilmiş kutsal bir mücadeledir.

Cumhuriyet ise, bu mücadele sonunda Osmanlı Devleti’nin küllerinden doğan yeni devletin yönetim şeklidir. Aynı zamanda Cumhuriyet, yeni bir mücadelenin de başlangıcıdır. Bu yeni mücadelede düşman artık asker değildir. Düşman yoksulluktur, cehalettir, geri kalmışlıktır.

·        Cumhuriyet, yurdun her yerine yayılacak olan bir seferberliğin ilk adımıdır.

·        Cumhuriyet ayağında çarıkla gezen atalarımızın bastığı toprağa sahip çıkışıdır.

·        Cumhuriyet, bir tas hoşafla tüm gün savaşan Mehmetçiğin ellerindeki kınadır.

·        Cumhuriyet, cepheye yollarken eşini, oğlunu bir daha dönemeyeceğini bilmektir. Anaların, evlatların gözyaşıdır.

·        Cumhuriyet, soğuk dağ başlarında kuru toprak üzerinde, düşman nereden vuracak diye diye uykuya dalamamaktır.

·        Cumhuriyet, makineli tüfeğe karşı sabanla direnmektir.

·        Cumhuriyet, “Geldikleri gibi giderler,” diyebilecek bir kararlılığa ve inanca sahip olmaktır.

·        Atatürk gibi olmak, Atatürk gibi düşünmektir.

·        Cumhuriyet, yoksulluğu, geri kalmışlığı ve cehaleti kabul etmemek, tüm dünyaya Türk’ün gücünü yeniden göstermektir.

·        Cumhuriyet alın teridir, gözyaşıdır, emektir.

İşte bu sebeple sevgili çocuklarım, Cumhuriyet, bizlere korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması için bırakılmış bir emanettir. Emanetimize sahip çıkmanın en güzel yolu ise çalışmak, çalışmak ve daha çok çalışmaktır. Çünkü Ulu Önder Atatürk’ün dediği gibi; “Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır.”

Hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Bayramımız kutlu, devletimiz baki olsun.

 

Bir ulusun onuru, namusu ve insanlığı iki şeye bağlıdır; Özgürlük, Cumhuriyetimizin yıl dönümünü kutladığımız bu günlerde, geleceğe büyük bir ümit, inanç ve gayretle yürümek azmi ve de kararlılığı dileğiyle. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun!

Bu tarihi gün, bizi biz yapan ortak değerlerimiz etrafında her zamankinden daha güçlü bir şekilde kenetlenme günüdür. Herkesin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde yazılan kurtuluş destanının gururunu, heyecanını ve bu destanın varış noktası olan Cumhuriyetimizin 100. yıldönümünü büyük bir coşkuyla kutluyoruz.

Yeni nesil, en büyük cumhuriyetçilik dersini bugünkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır.